Türk Telekom Tribünü'nü eski Telsim olarak değil Okul Açık olarak bilen, Migros Tribünü'nü Yeni Açık olarak bilen, Fenerium Tribünü'nü Numaralı olarak bilen... Tribünlerimizin isimlerini kaybettik endüstriyel futbola biz. ¨Maraton¨u bıraktılar bize. Onunda altını endüstriyel futbolun neferlerine sattılar bize üstte, kıyıda köşede iki blok verip...
Fenerbahçe Bayan Volebol takımının Fenerbahçe Acıbadem olması koymadı bize. Çünkü biliyordukki Mehmet Ali Aydınlar da bizim gibiydi. Onun derdi para değil, ucundan da olsa Fenerbahçe'ye destek olmaktı. Ama Ülker gibi tek amacı kar etmek ve reklam yapmak olan bir müessesenin adının Fenerbahçe'ye eklenmesini içten içe sindiremedik biz. Desteklemedik mi destekledik, sevinmedik mi sevindik ama 90-91 senesinde Fenerbahçe olarak kazanılan şampiyonlukta büyüklerimizin gururlandığı gibi gururlanamadık. Sponsor desteği ile transfer edilen Solomon'u, Giricek'i de sevdik ama bize o romantik zamanları hatırlatan Mrsic'i ayrı bir yere koyduk kalbimizde...
Profesyonelliği sevemedik bir türlü.¨Kovsalar da gitmem, çalışıp, o formayı giyip Fenerbahçeli Rıdvan olarak öleceğim¨ diyen Rıdvan Dilmen'i, hayalim Avrupa'ya gitmek değil futboldu Fenebahçe'de bırakmak diyen Gökhan Gönül'ü kalbimizde Mrsiç ile aynı yere koyduk biz, başkaları vizyonsuz derken. İbrahim Kutluay'ı, Tuncay Şanlı'yı da çok sevdik ama hiçbir zaman unutmadık endüstriyel spora yenik düştükleri günleriç Desteklesekte, savunmasakta, takdir etsekte sevemedik Emre'yi, yedek kalacak olsa da bonservisi elindeyken Fenebahçe'de kalmayı tercih eden Semih gibi...
Endüstriyel spor gerçeğiyle yüzleşmektense, belki hayallerde ama saf şekilde sporu seven son romantik nesiliz belki de biz. Bizden sonrakiler için Türk Telekom tribünü hep Telsim olacak bundan sonra..
Not: Resim GrupCK'nin sitesinden alinmistir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder