23 Aralık 2009 Çarşamba

Manisaspor-Beşiktaş ZTK Grup Maçı

8 haftalık galibiyet serisinden sonra, Mustafa Denizli'nin açıklamarından olumsuz etkilenmiş gözüküyordu Beşiktaşlı oyuncular.Öncelikle baskılı oynadığı maçta İnönü'de, iç sorunlarla çalkalanan Diyarbakırspor'a puan kaybetti Siyah-Beyazlılar. Sonrasında, kötü biten Avrupa serüvenini takip eden ligdeki Manisaspor maçı uyarı niteliğindeydi. Geçen haftaki Bursaspor yenilgisi ise tuz biber ekti kötü gidişe. 12 Ocak'ta sona eren devre arasından önce son maçtı Manisa maçı. Beşiktaş bu maça geçen senenin kupa şampiyonu ünvanıyla çıktı. Ancak ne geçen senenin lig şampiyonundan ne de kupa şampiyonundan eser vardı sahada, son maçlarda olduğu gibi.

Beşiktaş takım olarak çok kötü oynadı. Pas yapamadı, baskı kuramadı. Haliyle bu, maça hızlı başlyan Manisaspor'u iştahlandırdı. Oynadıkça açıldılar, açıldıkça oynadılar. İlk yarıda İbrahim Üzülmez'in gereksiz faulünden doğan sert vuruştan orta geldi ve tecrübesiz Korcan da içeri aldı kafa topunu. Tabata'nın varlık gösterememesinden dolayı ilk yarı Beşiktaş'ın kaleye doğru düzgün şutu yoktu. İkinci yarı Beşiktaş golü bulduktan sonra bastırması gerekirken anlamsız bir şekilde durdu ve maçı daha çok isteyen, arzulayan Manisaspor hakederek kazandı.

Mustafa Hoca, açıklamalarıyla takımı bozduğunun farkında olmalı. Beşiktaş takımı şu anda sadece iyi bir ruhla ve konsantrasyonla maç kazanabilir. Başka türlü kazanmaları zor gözüküyor çünkü oyunu değiştirebilecek ne yıldızı var ne de alternatif bir oyun taktiği. Takım savunması Ferrari olmayınca çöktü. Maçın gizli katili ise İbrahim Üzülmez'di. İlk yarıda yaptığı gereksiz faul ve daha sonra tecrübesiz bir kaleciye attığı inanılmaz riskli pasla maçın kaderiyle oynadı.

Mustafa Hoca, geçen sene ligin ikinci yarısında çok değişik taktiklerle oynadı. Yusuf'u orta sahanın soluna alıp, Tello'yu forvet arkası olarak görevlendirmişti ve bu taktik şampiyonluğun kazanılmasında önemli etken olmuştu. Bu tip taktiksel değişiklikler zor zamanlarda başarılı olabilir ancak bu değişiklikler hep farklı şekillerde ve çok sık olduğunda, rakibin kafasını karıştırmaktan ziyade bu takımın kafasını karıştırdı. Sonunda da Beşiktaş için çok da hoş olmayan sonuçlar çıktı ve ilk yarı 5. olarak bitirildi.

Dün akşam Serdar Özkan'la bir taraftar arasında yaşanan gerginlik yansıdı medyaya. Aslında taraftar çok da haksız değildi. Serdar hala ben çok büyük topçuyum havalarında geziyor. Ancak takıma yaptığı katkı neredeyse sıfır ve artık son şanslarını kullandığının farkında olması lazım. Denizli, maçtan önce bu maçla beraber yabancı olarak kimi göndereceğinin az çok belli olacağını söylemişti. Sanırım ilk yarının sonunda oyundan çıkan ve hiçbir şey yapmamış olan Tabata'nın biletinin kesildiğini söyleyebiliriz. Sadece Delgado'nun gelişi bu takımda çok şeyi değiştirmez. Bana kalsa hem oyun şablonunda, hem de bazı mevkilerde önemli takviyelerin yapılması gerekiyor. Mustafa Hoca da bunların farkında ancak yaklaşan seçim nedeniyle yönetime de bir şey söyleyemiyor. Belki yeni gelecek olan bir yönetim, devre arasında takıma el atarsa, Denizli geçen sezon yaptığı gibi bir mucizeye daha imza atabilir.

Unutmadan, son bir not daha ekleyeyim. Uzun bir aradan sonra maçlar şifresiz kanaldaydı. Maç sunumu keyifli ama yayın kalitesi kötüydü. Umarım sene sonuna kadar maçları bu kadar kötü izlemeyiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder