Bugün gerek dış basında gerekse de Türk gazetelerinde Roko Ukic'ın Fenerbahçe Ülker'e geleceği yazılıyor. Hırvat basınında haberin çıkması doğruluğu açısından daha güvenilir. Tam aradığı adam Fenerbahçe Ülker'in. Avrupa basketbolunun çok önemli isimlerinden. Giricek'in olması da onun uyum sağlaması açısından önemli, hemde Giricek için de daha iyi olacaktır. Umarım gerçekleşir bu transfer ve hayırlı olur.
31 Aralık 2009 Perşembe
Roko Ukic Mi Geliyor?
Bugün gerek dış basında gerekse de Türk gazetelerinde Roko Ukic'ın Fenerbahçe Ülker'e geleceği yazılıyor. Hırvat basınında haberin çıkması doğruluğu açısından daha güvenilir. Tam aradığı adam Fenerbahçe Ülker'in. Avrupa basketbolunun çok önemli isimlerinden. Giricek'in olması da onun uyum sağlaması açısından önemli, hemde Giricek için de daha iyi olacaktır. Umarım gerçekleşir bu transfer ve hayırlı olur.
Herkese Mutlu Yillar
29 Aralık 2009 Salı
Telekom Murat Özyer ile Yolları Ayırdı
Sezon başından beri beklenenei bir türlü veremeyen Telekom ile Murat Özyer'in yolları resmi olarak ayrıldı. Son zamanlarda beklenen bir gelişmeydi açıkcası. Genel görüş sıkıntının Murat Özyer'den ziyade organizasyon yapısı ve sistemden kaynaklandığı yönünde olsa da Telekom yönetimi kolay yolu seçmiş. Ciddi ciddi düşünmeleri lazım senelerdir yapılan büyük yatırımların karşılığının neden gelmediğini. Belki de kazanılan Türkiye Kupasıyla avunmaya devam ederler...
28 Aralık 2009 Pazartesi
Dallas Mavericks - Baron Davis - Rajon Rondo
27 Aralık 2009 Pazar
Fenerbahçe Ülker: 100 - Beşiktaş Cola Turka: 92
26 Aralık 2009 Cumartesi
Diego Buonanotte Kaza Geçirdi
25 Aralık 2009 Cuma
Helal Olsun Brisa!
LINK
Son Romantik Nesiliz Biz
Türk Telekom Tribünü'nü eski Telsim olarak değil Okul Açık olarak bilen, Migros Tribünü'nü Yeni Açık olarak bilen, Fenerium Tribünü'nü Numaralı olarak bilen... Tribünlerimizin isimlerini kaybettik endüstriyel futbola biz. ¨Maraton¨u bıraktılar bize. Onunda altını endüstriyel futbolun neferlerine sattılar bize üstte, kıyıda köşede iki blok verip...
Fenerbahçe Bayan Volebol takımının Fenerbahçe Acıbadem olması koymadı bize. Çünkü biliyordukki Mehmet Ali Aydınlar da bizim gibiydi. Onun derdi para değil, ucundan da olsa Fenerbahçe'ye destek olmaktı. Ama Ülker gibi tek amacı kar etmek ve reklam yapmak olan bir müessesenin adının Fenerbahçe'ye eklenmesini içten içe sindiremedik biz. Desteklemedik mi destekledik, sevinmedik mi sevindik ama 90-91 senesinde Fenerbahçe olarak kazanılan şampiyonlukta büyüklerimizin gururlandığı gibi gururlanamadık. Sponsor desteği ile transfer edilen Solomon'u, Giricek'i de sevdik ama bize o romantik zamanları hatırlatan Mrsic'i ayrı bir yere koyduk kalbimizde...
Profesyonelliği sevemedik bir türlü.¨Kovsalar da gitmem, çalışıp, o formayı giyip Fenerbahçeli Rıdvan olarak öleceğim¨ diyen Rıdvan Dilmen'i, hayalim Avrupa'ya gitmek değil futboldu Fenebahçe'de bırakmak diyen Gökhan Gönül'ü kalbimizde Mrsiç ile aynı yere koyduk biz, başkaları vizyonsuz derken. İbrahim Kutluay'ı, Tuncay Şanlı'yı da çok sevdik ama hiçbir zaman unutmadık endüstriyel spora yenik düştükleri günleriç Desteklesekte, savunmasakta, takdir etsekte sevemedik Emre'yi, yedek kalacak olsa da bonservisi elindeyken Fenebahçe'de kalmayı tercih eden Semih gibi...
Endüstriyel spor gerçeğiyle yüzleşmektense, belki hayallerde ama saf şekilde sporu seven son romantik nesiliz belki de biz. Bizden sonrakiler için Türk Telekom tribünü hep Telsim olacak bundan sonra..
Not: Resim GrupCK'nin sitesinden alinmistir.
SİYAH MI? BEYAZ MI? GRİ OLMAYACAĞI KESİN!
Bu işte yeni olduğum için olası kusurlarımı hoşgörüyle karşılamanızı ve yorumlarınızla katılmanızı diliyorum. En kısa sürede tekrar görüşmek üzere...
** Ne bir heves, ne bir tutku.. Anlatılmaz bir sevgi bu..**
24 Aralık 2009 Perşembe
Lille'i Tanıyalım
Lille OSC, 1901 yılında kurulan SC Fives takımı ile 1902 yılında kurulan Olympique Lillois takımlarının birleşmesi sonucunda 1944 yılında kurulmuştur. Maçlarını 18,185 kişilik kapasitesi olan Stadium Lille-Metropole'de oynamaktadır. Tarihinde Ligue 1 başarılarına bakacak olursak kendi adlarıyla yalnızca 1946 ve 1954 yıllarında şampiyonluk gören Lille OSC, kurucu takım adıyla (Olympique Lillois) 1933 yılında şampiyonluk yüzü görmüş, 6 kere ise ligi 2. olarak bitirmiş. Müzesinde 5 tane Fransız Kupası barındıran Fransız takımı son kupasını 1955 yılında alabilmiş. Değinmeden geçemeyeceğim Fenerbahçe'li taraftarlar kendilerini iyi hissetmeliler. 54 yıllık kupa hasreti çeken de varmış.
Avrupa serüvenlerine gelecek olursak takımın en büyük başarısı 2004'te Intertoto kupasını kazanması olmuş. Bunun dışında eski adıyla Uefa Kupası'na ve de Şampiyonlar Ligine 3'er kez katılma başarısı göstermişler. Bu bilgilerle aslında Lille takımının Avrupa'da pek de başarılı olmayan, zamanının PSG'sinin ve son yılların Lyon ve Bordeaux'sunun gölgesi altında kalan normal bir takım olduğu izlenimine varılabilir. ANCAK: Fransa Ligi'ni az çok takip eden futbolseverler eminim ki bu seneki sansasyonel Lyon galibiyetini duymuşlardır. Stadium Lille-Metropole'de oynanan maçta Lyon karşısında 3-1 geriye düşmesine rağmen maçı 4-3 tamamlamıştı ve belki de Fransa'da da pek fazla başarısı olmayan Lille adını Avrupa'da daha çok duyurmuştu. Ne var bunda herşey olabilir, Lyon düşüşte diyenler olabilir. Sadece bu maçtan bahsedersek böyle düşünmek çok normal. Ama Lille'in son 6 haftadaki performansına baktığımız zaman Valenciennes'le başlayan sırasıyla da Lyon, St Etienne, Monaco, Le Mans ve Nancy maçlarında aldığı galibiyetlerle, ilk 13 haftada topladığı 10 puanı, 34 puana çıkararak zirveye ortak olmuş. Bir diğer ilginç istatistikse Lille'in son 6 maçtaki gol ortalaması. Kaç mı dersiniz? 3.8! 6 maçta 23 gol demek! Bu galibiyet serisinden önce de 2-0'lık bir Bordeaux galibiyetleri var.
Lille bu sezon, geçen sezonki Sivasspor'un Lille şubesi diye düşünülebilir. Aralarında ki tek farkı söyleyim. Sivasspor pis defansif oynayan bir takımken Lille hızlı ve atak futbolu oynuyor. Tam olarak olmasa da genelde 4-3-3 ya da 4-4-2 formasyonuyla oynayan Fransız ekibinin ileri ucundaki isimler ise çok tehlikeli. Kim bu çocuklar? Pierre Alain Frau, Gervinho ve de Tulio de Melo. Bu arada de Melo'yla Juventus'taki Felipe Melo'nun soyadlarına dikkatli bakacak olursanız bir alakaları olmadığını anlayabilirsiniz. Lig'de son 6 maçta atılan 23 golün 14'üne bu üçlü imza atmış. Biraz Dr. Kubilay Gürkan yaklaşımı gibi olsa da, bu istatistik bizlere az çok bir şeyler anlatıyor diye düşünüyorum. Takım diğer önemli isimleri ise defansta oynayan Rami ve de ortasahada oynayan Johan Cabaye.
Bir diğer isim ise geleceğin dünya yıldızı olarak gösterilen 18 yaşındaki Belçikalı ortasaha oyuncusu Eden Hazard. Geçen yıl Lig'in en iyi genç yeteneği seçilmiş ve bu ödüle ilk defa bir Fransız olmayan oyuncu layık görülmüş. Tekniği yüksek çok hızlı bir genç yetenek. Ona da dikkat etmek lazım.
Fenerbahçe'nin işi göründüğü gibi kolay değil, karşılarında dişli ve de oyun yapısına ters gelebilecek bi takım var. Takım savunmasını iyi yaparsak bu turu geçme ihtimalimiz şüphesiz artacaktır. İnanıyorum ki Bilica-Lugano ikilisinin yakaladığı harmoni ve de Baroni'nin desteğiyle bu turu geçeceğiz. Bizi savunma yaparken bekleyen tehlike ise Lugano'nun da Bilica'nın da tek müdahale adamları olmaları. Bundan dolayı çok kart görüyorlar ve önümüzdeki 2 maçta buna dikkat etmezlerse takımımızı 10 kişi bırakabilirler. Hücum gücümüze gelecek olursak Santos ve Gökhan'ın mücadeleleri ve de yapacakları katkılar çok önemli. Sağda Mehmet Topuz solda Özer ileri uca da yapmamız muhtemel bir diri forvet transferi bu takımı üst tura çıkaracaktır.
Saygı..
Fenerbahçe İçin Mutlu Gün 3/3
Ajax Abarttı !
23 Aralık 2009 Çarşamba
Manisaspor-Beşiktaş ZTK Grup Maçı
Beşiktaş takım olarak çok kötü oynadı. Pas yapamadı, baskı kuramadı. Haliyle bu, maça hızlı başlyan Manisaspor'u iştahlandırdı. Oynadıkça açıldılar, açıldıkça oynadılar. İlk yarıda İbrahim Üzülmez'in gereksiz faulünden doğan sert vuruştan orta geldi ve tecrübesiz Korcan da içeri aldı kafa topunu. Tabata'nın varlık gösterememesinden dolayı ilk yarı Beşiktaş'ın kaleye doğru düzgün şutu yoktu. İkinci yarı Beşiktaş golü bulduktan sonra bastırması gerekirken anlamsız bir şekilde durdu ve maçı daha çok isteyen, arzulayan Manisaspor hakederek kazandı.
Mustafa Hoca, açıklamalarıyla takımı bozduğunun farkında olmalı. Beşiktaş takımı şu anda sadece iyi bir ruhla ve konsantrasyonla maç kazanabilir. Başka türlü kazanmaları zor gözüküyor çünkü oyunu değiştirebilecek ne yıldızı var ne de alternatif bir oyun taktiği. Takım savunması Ferrari olmayınca çöktü. Maçın gizli katili ise İbrahim Üzülmez'di. İlk yarıda yaptığı gereksiz faul ve daha sonra tecrübesiz bir kaleciye attığı inanılmaz riskli pasla maçın kaderiyle oynadı.
Mustafa Hoca, geçen sene ligin ikinci yarısında çok değişik taktiklerle oynadı. Yusuf'u orta sahanın soluna alıp, Tello'yu forvet arkası olarak görevlendirmişti ve bu taktik şampiyonluğun kazanılmasında önemli etken olmuştu. Bu tip taktiksel değişiklikler zor zamanlarda başarılı olabilir ancak bu değişiklikler hep farklı şekillerde ve çok sık olduğunda, rakibin kafasını karıştırmaktan ziyade bu takımın kafasını karıştırdı. Sonunda da Beşiktaş için çok da hoş olmayan sonuçlar çıktı ve ilk yarı 5. olarak bitirildi.
Dün akşam Serdar Özkan'la bir taraftar arasında yaşanan gerginlik yansıdı medyaya. Aslında taraftar çok da haksız değildi. Serdar hala ben çok büyük topçuyum havalarında geziyor. Ancak takıma yaptığı katkı neredeyse sıfır ve artık son şanslarını kullandığının farkında olması lazım. Denizli, maçtan önce bu maçla beraber yabancı olarak kimi göndereceğinin az çok belli olacağını söylemişti. Sanırım ilk yarının sonunda oyundan çıkan ve hiçbir şey yapmamış olan Tabata'nın biletinin kesildiğini söyleyebiliriz. Sadece Delgado'nun gelişi bu takımda çok şeyi değiştirmez. Bana kalsa hem oyun şablonunda, hem de bazı mevkilerde önemli takviyelerin yapılması gerekiyor. Mustafa Hoca da bunların farkında ancak yaklaşan seçim nedeniyle yönetime de bir şey söyleyemiyor. Belki yeni gelecek olan bir yönetim, devre arasında takıma el atarsa, Denizli geçen sezon yaptığı gibi bir mucizeye daha imza atabilir.
Unutmadan, son bir not daha ekleyeyim. Uzun bir aradan sonra maçlar şifresiz kanaldaydı. Maç sunumu keyifli ama yayın kalitesi kötüydü. Umarım sene sonuna kadar maçları bu kadar kötü izlemeyiz.
22 Aralık 2009 Salı
Badem Gözlü Adam
Afrika Kupası Transferleri
Chelsea Dzekoyu istiyormuş Drogba'nın yerine. Gerçi Chelsea'de kupaya gidecek tek kişi Drogba değil.Ancak Ancelotti,Essien ve Obi Mikel'in boşluklarının doldurabileceğini düşünmüş ki,sadece forvete takviye istemiş.
Bir diğer haber de İtalya'dan.Inter,Eto'o gidince forvete altyapılarında çıkma Goran Pandev'i almak istiyorlar. Pandev zaten Lazio'da istenmeyen adam.Sözleşmesi de sene sonunda bitiyor.O yüzden Lazio para kazanmak için onu bu transfer döneminde elden çıkarmak zorunda.
21 Aralık 2009 Pazartesi
Mancini'nin Kabarık Listesi
Mark Hughes'la aradığını bulamayan Man City,yeni teknik direktörüne büyük bir transfer bütçesi sunacak gibi gözüküyor.Roberto Mancini de fırsat bu fırsat diyip açık büfeye gelmiş gibi bütün oyunculara saldırıyor.Dedikodulara göre defans için Giorgio Chiellini,Maicon,Ivan Cordoba ve Matthew Upson isimleri gündemde.Chiellini City defansının soluna çözüm olabilir.Orta saha içinse kabarık bir liste var. Mascherano,Angel Di Maria,Yaya Toure ve Franck Ribery.Ribery,transfer olayım da nereye olursa olsun hesabı yüksek bir maaş karşılığı gelebilir Manchester'a.Forvet için Thierry Henry,Fernando Torres,Sergio Agüero ve Cassano.Bana kalsa,Barça Robinho'yu alabilmek için Henry'i takasta kullanıp üstüne de biraz para karşılığı bu transferi çözebilir.
Delgado'nun Talihlisi
Beşiktaş 5. bitirdiği ligin ilk yarısından sonra transfer yapacak mı bilinmez ancak şüphesiz önünde çözülmesi gereken çok önemli bir sorun var. Matias Delgado ağır sakatlığından sonra sözleşmesi dondurulmuş ve yerine Tabata alınmıştı bu yaz başında. Aslında benim açımdan ne Delgado ne de Tabata Beşiktaş'ın ağırlığını kaldırabilecek ve Beşiktaş'ta oynayabilecek kapasitede oyuncular değiller,özellikle de Tabata. Herkesin Delgado'yu bu kadar sevmesine de bir anlam veremiyorum açıkcası. Bana kalsa onun ayarında çok fazla futbolcu var ve Delgado hala kendisinden bekleneni veremedi. Onun yerine getirilenler de büyük hayal kırıklığı yaşattıkları için belki de Delgado'nun gelişi dört gözle bekleniyor.
Neyse, Ocak ayında Delgado hazır bir şekilde takıma geri dönecek ve onun gelmesi için takımda birinin gitmesi lazım. Yeri en garanti gözükenler Ernst,Ferrari,Sivok ve son performanslarıyla ve de yerine alınacak adam henüz olmadığı için Bobo ve Fink.Tabata'yı Eskişehirspor bedelsiz olarak kiralamak istiyor ve sanırım akla en uygun fikir bu. Ama bu oyuncu da bedelsiz kiralanırsa Beşiktaş'ın seneye Haziran'da elinde tam 11 yabancı oyuncu olacak.Bu Yıldırım Demirören döneniminin ufak bir özeti aslında. Tello, ne zaman kötü oynayıp eleştirilmeye başlansa bir anda ortaya çıkıp öyle bir gol atıyor ki ya da önemli bir maçta öyle bir hareket yapıyor ki kimse eleştirmeye pek yanaşmıyor ve kritik bir zamanda yerini garantiye alıyor. Holosko bence bu takımın en iyisi.
Beşiktaş Ocak ayında seçime gidecek.Ancak Demirören yönetiminin bırakıtığı bu sorun belki de değişecek olan yönetim için çok büyük bir sıkıntı olabilir.Bekleyip görelim
20 Aralık 2009 Pazar
Lider Fenerbahçe
6/6 ! Sıkmaya Başladılar !
Mancini Yerini Buldu
Bir haftadır Mancini konuşuluyordu Dünya basınında hangi takımın başına geçecek diye. Manchenster City ile sözleşme imzalamış bugün. Mark Hughes'un görevine de son verilmiş haliyle. İngilizlerin futbollarını İtalyanlara teslim etme furyasında son halka Mancini şimdillik. Ne diyeyim üzüldüm Hughes için.. İleride boynuz kulağı geçer diye ümidim vardı Ferguson'un öğrencisi Hughes için. Kötü bir kariyer başlangıcı oldu. Son olarak acaba doğustan Man Citylidir yada çocukluğunda Man City maçlarına gidiyor mudur Mancini?
19 Aralık 2009 Cumartesi
Roger Lemerre Ankaragücü'nde
18 Aralık 2009 Cuma
Avrupa Ligi'ndeki Rakiplerimiz
Athletic Bilbao - Anderlecht FC
FC Kobenhavn - Olympiqe Marseille
Panathinaikos FC - AS Roma
Atletico de Madrid - Galatasaray SK
AFC Ajax - Juventus
Club Brugge - Valencia CF
Fulham FC - Shakhtar Donetsk
Liverpool FC - Unirea Urziceni
Hamburg SV - PSV Eindhoven
Villareal CF- VfL Wolfsburg
Standard Liege - FC Salzburg
FC Twente - Werder Bremen
Lille - Fenerbahçe SK
Everton - Sporting Lisbon
Hertha Berlin - Benfica
Galatasaray için şanssız kura oldu. Fenerbahçe içinse görüntüde kolay ama bence çok tehlikeli. Umarım iki takımda bir üst tura çıkarlar.
Lille/Fenerbahçe vs Livepool/Unirea Urizceni
Atletico de Madrid/Galatasaray vs Everton/Sporting Lisbon
İkinci turlarda da tam tersi oldu. Galatasaray Atletico Madrid'i elerse önü açık. Fenerbahçe ise büyük ihtimalle Liverpool ile oynayacak. Hayırlı olsun iki takıma da. Bekle bizi Liverpool!
Şampiyolar Ligi Eşleşmeleri
Obrigado Carlos!
Coritiba'ya Tarihi Ceza Geldi
Türkiye'de Coritiba'yı çoğu insan Alex'i yetiştiren takım olarak biliyor. Bu sene Brezilya liginde son maçta düşme hattındaydı Coritiba ve sahalarında Fluminense'yi yenseler ligde kalacaklardı. Maç 1-1 sona erdi ve bir alt lige düştü Coritiba. Ayrıca bu skorla yanlış bilmiyorsam Fluminense ligi bir sıra üstlerinde bitirdi ve ligde kaldı. Maçtan sonunda sahaya giren taraftarlar kendi oyuncularına, rakip oyunculara ve hakeme saldırıp, daha sora da polisle çatışmışlardı. Statta olaylar durduktan sonra bu sefer de şehir savaş alanına dönmüştü.
Armanın Gururu Sarı Melekler
Sezon başında Mehmet Ali Aydınlar'ın sponsor desteğiyle muhteşem bir takım kurdu Fenerbahçe Acıbadem. Gamova, Osmokrovic, Bloom, Naz, Nihan.. Voleybolla hiç ilgilenmeyenler için voleybolun Barcelonası denebilir. Tek potansiyel sorun kadro uyumuydu ama korkulan olmadı. Bugüne kadar oynadıkları 14 maçta (9 lig, 3 CL, 1 Süper Kupa ) topu topu 2 set verdiler rakiplerine. Mağlubiyetleri yok haliyle. Bunun dışında ise takım içindeki hava ve en önemlisi takımın taraftarla ilişkisi inanılmaz. Şampiyonlar Liginde son oynanan Biala maçından sonra ortaya çıkan sahneler herşeyi özetliyor zaten. Hepinize helal olsun, sizi çok seviyoruz.
16 Aralık 2009 Çarşamba
FM Etkisi
14 Aralık 2009 Pazartesi
Fenerbahçe ve Devre Arası Transferleri
Önce takımdan ayrılacağı yönünde haberler çıkan futbolculara göz atalım:
Kazım Kazım: Geldiği günden bu yana disiplinsizliği tartışılan Kazım, Beşiktaş maçında gördüğü kırmızı kartla sahada takımını 10 kişi bıraktı, önemine değinmemize gerek yok. Daha sonra yaptığı trafik kazasıyla el bileklerinde kırılma meydana gelen Kazım'ın, kazayı yapmadan önce sabaha kadar bir gece klübünde André Santos'la eğlendiği ortaya çıktı.Şimdi de seks partilerinden ve bahisten sözediliyor. Öncelikle şunu söylemeliyim ki seks partisi ve de bahisler hakkında spekülatif iddialar var ancak bu kanıtlanabiliyor mu? Hayır. Bunun tamamen kaliteli(!) Türk medyasının "çamur at izi kalsın" politikası olduğunu düşünüyorum. Maçtan sonra bir gece klübünde de eğlenmenin bir sakıncası olduğunu düşünmüyorum insandır en nihayetinde. Hepimiz ertesi gün işimiz olsa bile biraz olsun dışarıda(gece klübü de olabilir) vakit geçirmek istemiyor muyuz? Tabi ama çoğumuz bunun dozunu kaçırmamaya çalışırız. Kazım biraz dozunu kaçırmış gibi. Özellikle klübü yanıltıcı açıklamalarda bulunması ve de bunun camianın duruşunu zedelemesi kaçınılmaz. Her ne kadar yeteneklerine ve bazı maçlarda yaptığı katkılara inansam da Fenerbahçe'den gönderilmesi iki taraf için de en hayırlısı olur diye düşünüyorum.
Daniel Güiza: Fenerbahçe camiasında en çok tartışılan isimlerinden biri olan Güiza'nın İspanyol basınına mutsuz olduğu yöndeki açıklamalarının yanında Türk basınına klübünde mutlu olduğunu dile getirmesi aslında Güiza ile yolların ayrılması gerektiğinin en basit en aşikar göstergesi. Onun da yeteneklerine inanıyorum ancak Football Manager rakamlarıyla Positioning (pozisyon alma yeteneği) 20 üzerinden 19-20 olsa da Finishing'i (bitiricilik) 11-12'yi zor bulur. Zarar etme pahasına da olsa Güiza'yla yolları ayırmak en doğru tercih olur diye düşünüyorum.
Roberto Carlos: Takıma ün ve marka değeri katan en önemli transferlerden biri belki de birincisi olan Carlos'un performans olarak Vederson'dan farkının olmadığını hatta daha da kötü olduğunu düşünüyorum. CL'de 2. tur ilk maçında Sevilla maçında yaşadığı sakatlıktan sonra ne o deparlarını görebildik ne de o enfes şutlarını. Defansif anlamda zayıf olduğunu zaten anlatmama gerek yok diye düşünüyorum. 4.2 milyon Euro'ya emekliliğini çok güzel geçiren Carlos'a yaptığı hizmetlerden ve kattıklarından dolayı teşekkür edilip yolların ayrılması gerektiğini düşünüyorum.
André Santos: Son yapılan Konfederasyon Kupası'nın en değerli oyuncusu olan Santos'un takımda kalması gerektiğini düşünüyorum. Fenerbahçe'de 3-4 tane skoru değiştirebilecek oyuncu varsa bunlardan biri şüphesiz Santos. Neler yapabileceğini hepimiz çok sık olmasa da gördük. Brezilyalı oyuncunların genellikle Avrupa'da yaşadığı adaptasyon sorununun Santos için de geçerli, o yüzden devre arasında yollanmaması gerektiğini düşünüyorum. Zaten Sayın Yıldırım'ın da yollama gibi bir düşüncesi olacağını da hiç zannetmiyorum. Sadece Santos'a Fenerbahçe klübünün büyüklüğünün,hedeflerinin ve de beklentilerinin ne kadar büyük olduğunun anlatılması gerek.
Hakkında takımdan ayrılması muhtemel oyunculardan bahsettikten sonra geçelim teşekkür edilip yolların ayrılması gereken oyunculara:
Önder Turacı: Kalitesine her zaman inandığım ancak bu sene geçen seneye göre daha çok süre almasına rağmen takımı 2-3 maçta yakmasına gözlerimle şahit olduğum Önder'le yolların ayrılması gerektiğini düşünüyorum. Maça en az konsantre olabilen ve de yaptığı hareketleri hataya gebe olan oyunculardan biri. Bu yüzden Fenerbahçe'ye yakışmadığını düşünüyorum. Ayrıca elinin kesilmesiyle çıkan spekülatif iddialardan sonra Sayın Yıldırım'ın taviz vereceğini de düşünmüyorum.
Selçuk Şahin: Selçuk bu takımın 7 senedir nasıl oyuncusu anlamıyorum. Hani geldiğinde 21 yaşındaydı diyelim. Bir oyuncu üstüne hiç bir şey koyamaz mı? Belki düşündüklerini 3-4 saniye geç uygulamaya koymasa daha iyi bir oyuncu olabilecek ama bu da yetmiyor ki. Aborjin ekibi olarak en çok takıldığımız Introduction to Passing (Pas vermeye başlangıç) adında bir ders olsa Selçuk'un bundan kalıp kalmayacağı. Arada şunu da belirteyim, yabancı teknik adamların çoğunun Türkiye'de başarısız olmasının nedenlerinden biri de bütün futbolcuların nasıl pas verileceğini bildiğini sanmasındandır. Selçuk Fenerbahçe yedek kulübesinde oturabilecek bir kaliteye bile sahip değil.
Ali Bilgin: Fenerbahçe'ye transferi büyük olay yaratan Ali'nin de bu klüpte işi yok diye düşünüyorum. Eski Fenerbahçe'nin Kemal Arslan'ı gibi ama daha bir sevimsizi. En azından Kemal maskotluk için para alıyordu!
Devre arasında yapılması gereken transferler de az çok yorumlarımla ortaya çıktı. Bir tane çakılı forvet bir de sol açık bu takıma ilaç gibi olur. Tabi bir de unutmadan, az izlemiş olsam da Mert Günok gelecek için ümit vaadediyor ancak Volkan Babacan yetersiz gibi geliyor. Olası bir Sinan Bolat transferi tüm camianın gözlerinin arkada kalmasını engelleyeceğini düşünüyorum. Bir de defansif orta saha lazım rotasyonda kullanılabilecek. Bu tanıma en uygun isim tabi ki Abdülkadir Kayalı ancak Daum'un genç takıntısından dolayı pek forma şansı bulamayacak gibi gözüküyor.
10 Aralık 2009 Perşembe
CL'ye Devam Edecek Son 8 Takım da Belli Oldu
E Grubu: En çekişmeli, en heyecan verici grup olacağı başından beri belliydi. Bırakın üst tura çıkmayı liderliğe oynayan 3 takım vardı bu grupta: Liverpool, Fiorentina, Lyon. Fiorentina belki de bu 3 takım içinde liderliğine en az ihtimal tanınan takımdı ancak hem Serie A'da hem de CL'de güzel futboluyla liderliği haketti. Fiorentina'nın ardından gelen Lyon'da yoluna CL'de devam edecek. Liverpool hem EPL'de hem de Avrupa'daki tepe taklak düşüşüne devam ediyor. Liverpool'da Europa League'de Juventus ve Wolfsburg gibi bir kaç iddialı takımdan biri olacak gibi gözüküyor.
F Grubu: Bu grupta da sürpriz sonuçlar çıktı. Aslında sürpriz de denmemeli. 2 sene öncesinin CL'de 2. tura çıkan Fenerbahçesi gibi bir takım vardı: Rubin Kazan. Grubu 6 puanla tamamlamış olsa da sürpriz sonuçlara ve seyir keyfi yüksek maçlara imza attı. Gruptan Barça 1., Inter 2. olarak çıktı. Grubu 3. tamamlayan Rubin Kazan Avrupa serüvenine bundan sonra EL'de devam edecek.
G Grubu: Beklendiği gibi gruptan çıkan takımlar sırasıyla Sevilla ve Stuttgart oldu. Grubun kapalı kutularından olan Unirea, Sevilla ve Glasgow deplasmanında aldığı 4-1'lik galibiyetlerle adını EL'ye yazdıran takımlardan oldu. Açıkçası EL'de merakla takip edeceğim takımlardan biri olacağı kesin.
H Grubu: Sırasıyla Arsenal ve Zico'lu Olympiacos gruptan çıkan takımlar oldular. Dün gece Standard Liege - AZ Alkmaar arasında oynanan maçta, Standard Liege'e EL vizesini getiren golü 90+5'te, Güiza'nın vuramayacağı güzellikte bir kafa vuruşuyla Sinan Bolat atmış.
Şampiyonlar Liginde bir üst tura kalan 16 takım ise şöyle:
Bordeaux
Bayern Münich
Manchester United
CSKA Moskova
Real Madrid
AC Milan
Chelsea
Porto
Fiorentina
Lyon
Barcelona
Internazionale
Sevilla
Stuttgart
Arsenal
Olympiacos
9 Aralık 2009 Çarşamba
CL' ye Devam Edecek ilk 8 Takım Belli Oldu
B Grubu: Beşiktaş'ın yer aldığı grupta da sürprizlerle karşılaştık. Başta kırmızı şeytanlar olmak üzere, Wolfsburg'un gruptan çıkması beklenirken, Beşiktaş'ı sürpriz şekilde yenerek adını bir üst yazdıran takım CSKA Moscow oldu. Kırmızı şeytanlar grubu 1. tamamlayarak CSKA ile bir üst turan çıkan takım oldu. Böylece Wolfsburg'da AL'nin iddialı takımlarından biri haline geldi.
Ancak dün yaşanan doping testi olayı, olası değişikliklere gebe. A. Berezutsky ve Ignashevich'in maçtan önce yapılan doping testlerinin pozitif çıkması, CSKA'nın ihracına neden olabilir. Ne diyelim, inşallah ihraç edilirler ve de Beşiktaş adını EL'ye yazdırır.
C Grubu: Bu grupta sırasıyla Real Madrid ve AC Milan bir üst tura çıktılar.Grupta önceki maçlardan hatırlayacağınız gibi Real Madrid'e iki defa çelme takan (1m,1b) takım Milan oldu. Gece oynanan maçlarda ise Milan deplasmanda Zürich'le berabere kalarak yeni bir tat tuz iptaline imza atmış oldu. Grubu 3. olarak tamamlayan Marsilya ise yoluna EL'de devam edecek.
D Grubu: Grubu lider tamamlayan Chelsea ve de 2. bitiren Porto bir üst tura çıkan takımlar oldu. CL başlamadan A. Madrid'in Porto'yu zorlayabilceği düşünülen grupta, A. Madrid düşüşünü sürdürdü ve de CL'macerasını APOEL'in üstünde 2li averaj avantajıyla 3. sırada tamamlayabilidi. A. Madrid'i de bundan sonra EL'de izleyeceğiz. Sürpriz olarak nitelindirilebilecek tek olaysa Chelsea'nin kendi sahasında APOEL'le 2-2 berabere kalması diyebiliriz. İddaa oynayanların büyük çoğunluğu Chelsea galibiyetine yüklenirken, düşük bir oranla olsa da üst oynayanlar biraz kazançlı çıkabilmiş.
8 Aralık 2009 Salı
Stoke City'de Kavga
Arsenal deplasmanına giderken menejer Tony Pulis futbolculara noel kutlaması için haftasonunu Londra'da izinli olarak geçireceklerini bildirmişti ve bu haber basına yansımıştı. Arsenal maçından sonra çark etmiş Pulis ve izni iptal etmiş, futbolcuların Londra'daki erken noel kutlamaları da yatmış haliyle. James Beattie ise futbolcular adına olaya karşı çıkmış ve bu olay kavgaya dönüşmüş, yumruklar havada uçuşmuş. Hatta Beattie kafa atmaya kadar vardırmış işi İngiliz basınına göre. Gelen herhangi bir resmi açıklama yok ama Beattie bugün antremana çıkmamış. Devre arasında takımdan ayrılacağı söyleniyor. Devrede Fenerbahçe'ye düşer mi yolu? Düşerse çok havalı bir şekilde biz demiştik diye atarız postu. Gelmezse unutulur zaten. Hıncal Uluç taktiği...