18 Mayıs 2010 Salı

Aziz Yıldırım Kalmalıdır!

Başlık net ve kesin olduğu kadar, yazımın içeriğini özetleyen en önemli cümle olarak da görülebilir. 
Bundan 10 sene öncesinde, hatta 20. yüzyıldaki Fenerbahçe'yi bir hatırlayalım. 10 sene içinde 2 lig şampiyonluğu dışında göze çarpan hiç bir başarı yok. 6 haftada, 10 maçta kovulan teknik direktörler, camia içindeki kaos havası, umutsuz taraftar da cabası. Stad küçük, Fenerbahçe ne SPORTİF anlamda ne de ekonomik anlamda ön plana çıkmış, daha da ileriye gidersek Galatasaray hegemonyasındaki bir Türk futbolu; isyankar taraftar profili ve bir türlü yerli yerine oturamayan yönetim şekli hakimdi. Kısacası 90'lu yıllar Fenerbahçe için bir kabus şeklinde geçmiş. Öte yandan diğer hiç bir amatör branşta - ki futbol dışında bütün branşlar böyle adlandırılıyor, yoksa tamamen profesyonel - Fenerbahçe'nin esamesi okunmuyor, Fenerbahçe Erkek Basketbol takımının Koraç kupasında çeyrek finale çıkmasından başka bir başarı gözükmüyordu. 
Sene 1998 olduğunda ise genel kurulda Vefa Küçük'e 1 oy fark atarak, Ali Şen'in ardından başkanlığa seçilmiş bir adam, ama kim bu adam? Neyin nesiydi bu Aziz Yıldırım? 90-92 sezonları arasında yönetimde yer alan son senesini de futbol şube sorumlusu olarak geçiren, NATO için inşaat yapan bir firmanın sahibiydi bu adam.
96-97 ve 97-98 sezonlarında Galatasaray'ın şampiyonluklarıyla sona ermiş sezonların ardından göreve gelen Aziz Yıldırım, normal olarak tesisleşmeden ve de ekonomik büyümeden önce taraftarına şampiyonluk vermek istemiştir ancak bu hedefine 2000-2001 sezonunda Mustafa Denizli önderliğinde ulaşabilmiştir. Daha sonra ki ekonomik büyümeden ve de tesisleşmeden her yerde bahsedilse de burada da kısa bir özetini geçeceğim.
Öncelikle stadı büyütüp 55000 kişilik dev bir futbol mabedi yaratan Aziz Yıldırım daha sonra basın-yayın sektöründe, Fenerbahçe dergisi, gazetesi ve televizyonunu taraftarlarına sunmuş, giyim-tekstilde Türkiye'nin dört bir yanına, takımın resmi markası olarak da anılan Fenerium'ları açmış, taraftar kart uygulaması yaparak bir çok taraftara kolaylık sağlamış ve de kulübün gelirini 16 mio avrodan 200 mio avroya çıkarmıştır. A futbol takımı için Samandıra'da Avrupa'da bir çok büyük klübün standarlarına sahip olan Can Bartu tesislerini, futbolcularına sunmuş ve Ataşehir'de halen inşaatı süren Fenerbahçe Ülker City projesiyle de sadece futbola değil, basketbola ve voleybola da büyük yatırımlar yapacağının sinyallerini çoktan vermiştir.
Sene 2010 ve bugün herkes Aziz Yıldırım'ın olası istifasından konuşuyor. Peki istifasından bahsedilen bu adam sportif anlamda neler mi yapmış? Bir görelim.

  1. Futbol A Takımı Lig Şampiyonluğu (2000-2001,2003-2004,2004-2005,2006-2007)
  2. Futbol A Takımı Şampiyonlar Ligi Çeyrek Finali (2007-2008)
  3. Erkek Basketbol Takımı Lig Şampiyonluğu (2006-2007,2007-2008)
  4. Erkek Basketbol Takımı Türkiye Kupası Şampiyonluğu (2008-2009)
  5. Erkek Voleybol Takımı Lig Şampiyonluğu (2007-2008,2009-2010)
  6. Erkek Voleybol Takımı Türkiye Kupası Şampiyonluğu (2008-2009)
  7. Bayan Basketbol Takımı Lig Şampiyonluğu (1998'den bu yana 8 şampiyonluk)
  8. Bayan Basketbol Takımı Türkiye Kupası Şampiyonluğu (1998'den bu yana 9 şampiyonluk)
  9. Bayan Voleybol Takımı Lig Şampiyonluğu (2008-2009,2009-2010)
  10. Bayan Voleybol Takımı Türkiye Kupası Şampiyonluğu (2009-2010)
  11. Bayan Voleybol Takımı Süper Kupa Şampiyonluğu (2008-2009)
  12. Bayan Voleybol Takımı Şampiyonlar Ligi (2009-2010 - Finalist, 2008-2009 - Final Four)
  13. Yüzme Şubesi Şampiyonlukları (2001'den bu yana 9 şampiyonluk)
  14. Erkek Masa Tenisi Lig Şampiyonluğu (2006'dan bu yana 4 şampiyonluk)
  15. Bayan Masa Tenisi Lig Şampiyonluğu (1998-1999,1999-2000,2000,2001,2001-2002,2007-2008)
  16. Erkek-Bayan Boks Liglerinde toplamda 9 şampiyonluk, bireysel olarak sayısız Avrupa ve Dünya Şampiyonluğu
  17. Kürek ve Yelken şubelerinin 10 senelik hegemonyası ve şampiyonluklar
Görüldüğü üzüre Fenerbahçe ne bir futbol kulübü ne de jimnastik kulübü. Armasında da yazdığı gibi: Fenerbahçe SPOR Kulübü. Özellikle son 5 yılda hemen hemen tüm branşlarda sayısız başarı ortada. Bunun şüphesiz en büyük nedeni de Aziz Yıldırım ve getirdiği kurumsal yapıdır, ancak malesef bu kurumsal yapı bir türlü futbol şubesine yansımadı. Fenerbahçe futbol takımı, şampiyon olmadığı sürece başarısızdır, bu çok doğru bir önermedir, ancak gerek getirdiği yıldızlara gerekse ligdeki şu an ki konumu rakipler tarafından gıpta ile izlenmektedir.
Peki futbolda ne yapmalıdır Aziz Yıldırım? Verebilecek tek cevabım var, o da sportif direktörlük adı altında Aykut Kocaman'a daha çok sorumluluk verilmesi, bunun yanında da kendi yanında oluşturacağı beyin takımıyla birlikte (beyin takımı olmak maşası olmak ya da adamı olmak manasında anlaşılmamalı) bazı kararları tek başına değil, ekip olarak alması gerekmektedir. Aziz Yıldırım'ın egosu olduğu doğrudur, ama Fenerbahçe şu an buralara kadar geldiyse onun sayesinde gelmiştir. Futbol şubesindeki katı kurallarını biraz daha gevşetebilirse ve bunun sadece kendi bildikleriyle olmayacağını, tek başına hareket ederek başarı sağlanamayacağını anlayabilirse futbol takımı şüphesiz daha başarılı olacaktır. Belli kalıplardan çıkılması, at gözlüklerinin çıkarılması herkes için daha karlı olacaktır.
Bir yandan da biraz beyin fırtınası yapalım. Olası bir Aziz Yıldırım istifasının ardından, başkan olabilecek potansiyel isimler, Ali Koç ile Mehmet Ali Aydınlar gibi gözüküyor. Hakan Bilal Kutlualp'in ya da Sadettin Saran'ın muhalefet yapmaları bile söz konusu değil ki, ben de kulübün kapısından içeri alınmalarına net karşıyım. Ali Koç ya da Mehmet Ali Aydınlar bu kulübün başına geldiğinde Aziz Yıldırım'dan tam destek alacaklarına ve aslında başarılı olacaklarına hiç bir şüphem yok ancak Aziz Yıldırım'ın gerek kulübü için yaptığı fedakarlıkları gerekse tecrübesini hiç bir türlü es geçemeyiz. Fenerbahçe KAOS Kulübü olmaktan çıkıyor derken Fenerbahçe kaosun içine sürüklenmemelidir. Bu nedenle önümüzdeki 2 sezon boyunca Aziz Yıldırım kalmalıdır - daha radikal ve esnek kararlarla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder