7 Şubat 2010 Pazar

Fenerbahçe-Diyarbakırspor: 1-1

Turkcell Süper Lig'in 20. haftasında Şükrü Saraçoğlunda Diyarbakırsporla karşılaşan Fenerbahçe maçtan 1-1'lik beraberlikle ayrıldı. Maçın 1/3'lük kısmında dengeli oynayan 2 takımın mücadelesinde kalan 60 dakika boyunca maçı domine eden takım beklendiği üzere Fenerbahçe oldu. Ziraat Türkiye Kupası Grup maçında oynanan Antalyaspor maçıyla birlikte form grafiğini yükselten sarı-lacivertli ekip bu maçta da skor olarak üretken olamasa da form yükselişinin sinyallerini verdi. Nasıl mı? Şöyle ki; bundan önceki haftalarda oynanan baskın futbol bu hafta da boy gösterdi. Bunda Antalyaspor dışında kalan diğer 3 takımın zayıf takımlar olması etken değil mi? Tabi ki etken, fakat son 3 maça bakalım. TSL'in 18. haftasında oynanan Denizlispor maçından Sarı Kanaryalar 3-1'lik ayrılsa da goller dışında en az 3-4 net pozisyona girmişti. Daha sonra Sivasspor maçında yine baskın oynayan Fenerbahçe girdiği gol pozisyonlarını iyi değerlendirip 5-1'lik deplasman galibiyetiyle Sivas'tan ayrıldı. ZTK çeyrek final ilk maçında ise sarı-lacivertliler ilk yarıdaki güzel futbolunu 3 golle süsleyip yarı final kapılarını aralamıştı. Bugün ise son 3 hatta 4 maça nazaran daha farklı bir Fenerbahçe vardı. Oyunun her iki yönünü de hızlı oynayan ve rakibini ön alanda ezen. Ne mi kazandırdı bu Fenerbahçe'ye? Belki 3 puan değil, belki bol gol pozisyonu değil, ama eminim ki oyuncuların kendilerine daha çok güvenmesini sağladı. İnsanın böyle bir maçtan beraberlikle ayrılsa bile hiçbir şey diyesi gelmiyor, çünkü oynanan futbol taraftarı, en azından beni gayet memnun etmiş durumda. Bu takım böyle oynamaya devam ederse (ayrıca Galatasaray'daki sorunlar devam ederse) şampiyonluğun en büyük 2 adayından biridir Beşiktaş ile birlikte.Gelelim Diyarbakırspor'a. Bu yazıyı yazmadan önce en azından 1-2 saat beklemek istedim sinirim yatışsın diye. Şu an gerçekten çubuklunun oynadığı oyunun verdiği keyifle yazıyorum yazımı. Bırakın bu işleri Diyarbakırspor, Xspor, Ygücü... Bugün Fenerbahçe'den gol yememek için herşeyi yapabilecek bir takım vardı Fener karşısında. Nitekim de hakemin çanak tutmasıyla beraber kırmızı-yeşilli ekip 1 puan çıkarmasını bildi Şükrü Saraçoğlu'ndan. Anlıyorum ligden düşmemek için herşeyi yapmak şu durumda en doğrusudur belki de ama bu mantaliteyle ne Türkiye'ye futbolcu gelir, ne de milli başarılar elde edebiliriz.
Hakeme de değinmeden edemeyeceğim. Bugüne kadar burada hakemlere hiç bir şekilde değinmedik ya da onlar hakkında olumlu ya da olumsuz yorum yapmadık, ancak bugün şunu gördüm. Fenerbahçe futbolcusu itiş kakışa girerse "it, çakal" oluyor, ancak bazı takımların oyuncuları aynı tavırları takındığında "cesur yürek" oluyor. Yazıktır...

2 yorum:

  1. sayın zaimoğlu biraz erken olmuş galiba yorumunuz şampiyonluk için,favorileri gösterirken galatasarayın sorunlarını göz önüne almışsınız ama diğerlerininde sorunları olduğu aşikar

    YanıtlaSil
  2. fenerbahçenin bugünkü maçtan sonra da en büyük favori olduğunu düşünüyorum, tabi belli olmaz bu ama gs'nin forvetsizliği, dirençsizliği kadro sıkıntısı çok büyük handikaplar. öte yandan beşiktaşın inişli çıkışlı performansı beni bu düşünceler itiyor. fenerbahçede sorun yok mu? var. yedek kulübesinde çok iyi futbolcular yok, defanstaki sıkıntı bunun en büyük örneği..tabi bir de forvette oynayan futbolcuların formsuzluğu da düşündürücü..

    YanıtlaSil