TSL'nin 24. haftasında Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda oynanan maçta Fenerbahçe, 4 haftalık galibiyet hasretine son vererek Antalyaspor'u A. Santos'un attığı golle 1-0 mağlup etti. Maçın genelinde üstün olan taraf sarı-lacivertli ekipti. Oyun olarak olmasa da mücadele olarak Fenerbahçe bizden tam not aldı diyebiliriz. Maçın son 20 dakikasında maçı sahasında kabul etse de bundan önce ligin 2. yarısında oynanan tüm maçlarda gol yiyen Fenerbahçe bu maçta kalesinde değil gol düzgün bir pozisyon bile görmedi. Bunda uzun bir aradan sonra savunma hattının kare-asının oynaması da tabi ki büyük bir etkendi.
Rıdvan Hoca'da bir tespit yapmış. Lugano-Bilica ikilisi bay geçilen Ankaraspor maçı dışında, takımın oynadığı 23 maçın 12sinde yan yana oynayabilmiş. Bu 12 maçta Fener kalesinde 8 gol görürken, aldığı 10 galibiyet, 1 beraberlikle tam 31 puan toplamış. Kalan diğer 11 maçta takım kalesinde 19 gol görürken, 4 galibiyet, 2 beraberlik alarak 14 puan toplayabilmiş. Her ne kadar Lugano'ya özellikle de Bilica'ya saatli bomba gözüyle baksak da, yenilen gol ve alınan galibiyet sayılarının, ikilinin her hangi birinin ya da her ikisinin eksikliğinde ne kadar büyük etkisi olduğunu da görmüş oluyoruz. Zaten son haftalarda yenilen gollerin de bireysel defans hatalarından doğduğu da aşikar.
Maça geri dönecek olursak, gözüme batan 4 isim vardı bu maçta. Emre, Deivid, Semih ve de Sayın Daum.
Emre son 2 ayki perfromansının üstüne koyarak devam ediyor. Tabiri caizse onu izlerken keyif alsam da yoruluyorum aynı zamanda. Bir orada bir burada. Şüphesiz takıma katkısı çok büyük, inşallah kazasız belasız haftalar geçirir de biz de gönlümüzde yatan sevgimizi ona şampiyonluk şarkıları eşliğinde gösterebiliriz.
Deivid herkesin bildiği üzere yaşadığı uzun dönemli sakatlıklar ve de Daum'un şans vermemesi nedeniyle kadroda kendine yer bulamıyordu. Bu maça ilk 11'de başlama şansı buldu ve açıkçası o kadar maç eksiğine rağmen beni çok şaşırttı. Zico döneminde maç kondisyonu olmasına rağmen defansa yardım etmeyen Deivid, bu maç en az 5-6 defa topu söktü aldı rakip oyunculardan. Atak yönüne de katkısı golleri dışında her zamanki Deivid gibiydi. Kanattan içeriye doğru adam eksilten paslar ve de verkaçlar. Ne diyibilirim ki, inşallah bu performansının üstüne daha da koyar ve 2008 sezonunda kazandığı sempatiyi bir kez daha kazanabilir. Yanlış anlaşılmasın Deivid'in her zaman yeri başka olacak gönlümüzde. (CL'de attığı goller ve hırsı)
Gelelim Semih'e. Semih'teki büyük form düşüşü sürüyor. Sahada ayakta duracak hali yok. Pas bile atamıyor yanındaki arkadaşına. Neden böyle oldu bu sezon anlamadım. Gerek Güiza'nın yaşadığı sakatlıklar gerekse yine Güiza'nın form düşüklüğü sayesinde, Semih belki de her zamankinden daha çok forma şansı buldu. Her seferinde taraftar Semih Şentürk diye tezahürat yaparak Güiza'nın kalbini kırdı, ama artık sanırım bizim haftalardır bahsettiğimiz şeyi herkes görüyordur: Güiza şu an Semih'ten 2 gömlek üstün "futbol" oynuyor. Alıp veriyor, koşuyor, mücadele ediyor. Bunların hiç biri malesef Semih'te yok şu an. O yüzden Daum da artık Semih'i oynatacaksa bir kez daha düşünmeli, yedek kulübesinde Gökhan Ünal gibi bir futbolcunun olduğunu unutmamalı.
Gözüme çarpan maça damgasını vuran son isim ise Daum. Çok uzun uzun bahsetmeyeceğim, burayı takip eden herkes biliyor Daum'un yanlış oyuncu tercihleri yaptığını düşündüğümü. Bu maçta da, ligin iyi gibi gözüken ama aslında vasat takımlarından olan Antalyaspor'a karşı 1-0'lık skoru "korumak" için Semih ve Emre'yi oyundan alarak takımımızın domino taşlarından(!) olan Deniz ve Selçuk'u oyuna aldı. Bu oyuncu değişikliklerinden sora eminim bütün taraftarlar gol yememek için dua edip durmuştur. Daum kesinlikle benden daha iyi biliyordur her şeyi, hiç bir şekilde de burada klavye başından teknik direktörlüğe soyunmam ama sen bu iki değişikliği yaptıktan sonra takım iyice çekilecek, panik yapacak farkında değil misin sayın Daum? Yüreğimize iniyordu yine 85. dakikada gol yiyeceğiz diye. Allah korudu. Emre değişikliğini bir şekil anlarım çok yoruldu düştü oyundan çünkü, ama Semih'i de çıkarıp yine yerine defansif ortasaha alması çok düşündürücü. Tepkiler gelebilir ama Daum, Fenerbahçe'nin büyüklüğünün hala farkında DE-ĞİL!
Umarım bu galibiyet ve oyun hem bir başlangıç, hem de gerek futbolcular gerekse teknik kadro için ders olur.
Edit: Pazar günkü maçın en göze batan ismi "12 numaradan" bahsetmeyi unutmuşum. Bu taraftar takımından şampiyonluk bekliyor, "güneşli günler" umut ediyor. Her hangi bir anadolu takımıyla oynanan maç da olsa taraftar stadı tıklım tıklım doldurdu, 1 saniye bile susmadı. Buradan yönetime bilet fiyatlarında indirime gittiği için de teşekkür ediyoruz. Bu taraftar bu takımın arkasında oldukça, köstek yerine destek oldukça güzel günler bekliyor Fenerbahçe'yi.
*HDTD*
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder