28 Nisan 2010 Çarşamba

1-0 Olsun Bizim Olsun

Gerek işlerimizden dolayı gerekse derbinin yankılarının dinmesini beklediğimizden dolayı buraya uzun süredir yazmıyoruz, öncelikle tüm okuyucularımızdan ve takipçilerimizden özürdileriz. Yazıyı yazmama nedenim çok açık, gerek ortamın durulmasını gerekse TFF'nin Beşiktaş kulübünün yaptığı itirazın sonucunu bekledim. Dün TFF tarafından yapılan açıklamayla Beşiktaş'ın isteğinin reddedilmesiyle beraber Fenerbahçe'nin son 2 hafta boyunca gösterdiği performansı tek bir postta değerlendirmek istedim.
Beşiktaş maçıyla başlayalım. Herkesin şampiyonluk maçı gözüyle baktığı maça klasik 11'iyle çıkan Fenerbahçe'nin karşısına Mustafa Denizli ise taktiksel bir başarı(!) gözüyle baktığım 8-1-1 dizilişiyle sahaya çıktı. Maça hızlı başlayan Fenerbahçe ise 2. dakikada Alex'in akıl dolu golüyle aslında maçı bitirdi. İlk yarı boyunca 3 tane net gol pozisyonundan yararlanamayan Sarı Kanarya, sahadan ilk yarı 1-0 galip ayrıldı.
İlk 45 dakikadaki oyun her ne kadar baskılı ve güzel bir oyun olarak gözükse de 2. yarı top yapan baskı uygulayan takım Beşiktaş'tı. Fenerbahçe defansı ezeli rakibine penaltı dışında maç boyunca pozisyon vermeyerek maçtan 3 puanla ayrılmasını bildi. Bu maçla ilgili çok şey tartışıldı, çok şey konuşuldu. Benim gözümde de hakem Beşiktaş aleyhine daha çok hata yaptı, ancak gerek hakemin gerekse Bilica'nın hareketinin bu kadar konuşulması bana "Türkiye'nin 3 büyüğü" olgusunu bir kez daha düşündürdü. Yanlış anlaşılmasın, tabi ki Türkiye'de 3 büyük takım var, ama Beşiktaşlı yöneticilerin ve bazı taraftarların "Beşiktaşlı Duruşu" adı altında sergilediği tavır ve haller, bu büyük kulübe yakışmıyor. Medyaya da kanıyorlar Kendi takımlarının ve teknin direktörlerinin vahim mantalitesinden yakınacaklarından "90 dakika boyunca" Aziz Yıldırım'a küfür ediliyor ve ne gariptir ki buna izin veriliyor.
Bilica'ya gelince; o da Fenerbahçeli'liğin ne olduğunu ya bilmiyor ya da hala idrak edemiyor. Seneye kendisiyle yolların ayrılıp bundan sonraki futbol hayatında başarılar dilenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Gelelim Kasımpaşa maçına. Basketbol tabiriyle F4'a (4 final haftası) girmişken şüphesiz her maça final maçı gözüyle bakılması gerekiyor. Bunlardan ilki olan Kasımpaşa maçında, 90 dakika boyunca mücadele eden, pozisyona giren, baskılı oynayan taraf sarı-lacivertli ekipti. Maç boyunca sayısız pozisyondan yararlanamasa da, Fenerbahçe Bekir'in attığı golle Kasımpaşa'yı 1-0 mağlup etti ve liderlik koltuğuna oturarak ipleri eline aldı. Buradan Yılmaz Hoca'yı ve takımını da tebrik ediyorum, futbolu çirkinleştiren anadolu defansı oyunu sergilemedikleri için. Bu maçla Fenerbahçe ligde 7 maçlık gol yememe serisini de sürdürmüş oldu.
Taraftara 2 maç için ayrı ayrı değinmedim, çünkü herkes tek yürek olmuş şampiyonluğa inanıyor ve bu yolda yürümeye devam ediyor. Diyebileceğim tek şey: HELAL OLSUN 12 NUMARA!


*HDTD*

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder