7 Haziran 2010 Pazartesi

Nadal Tahtını Geri Aldı

Yılın 2. Grand Slam turnuvası olan Roland Garros'ta (Fransa Açık) 1 yıl aradan sonra Nadal yine şampiyon oldu. Bundan önce ilk Fransa'da 2005 yılında ilk şampiyonluğunu yaşayan Nadal, 2009 yılında Söderling'e 4. turda yenilerek turnuvaya veda etmişti. Bugün de aynı turnuvada, fakat finalde yine Söderling'le rövanş niteliğinde bir maça çıktı. Maçtan önce Nadal, her ne kadar açık açık rakibinden korktuğunu deklare etse de aslında maçı kazananın Nadal olacağı açıktı.




Öncelikle Söderling'ten başlayalım. Söderling çeyrek finalde aslında sürpriz bir şekilde Roger Federer'i eleyerek çekinilmesi gereken bir rakip olduğunu giderek yükselen grafiğiyle göstermişti. Her ne kadar Federer toprak kortlarda çok başarılı olamasa da kağıt üstünde favori kendisiydi ve kendisine güvenenleri şaşırttı. Söderling 1.94 boyuyla ve vücudunun torkundan faydalanarak yaptığı vuruşlarla aslında gerçekten karşısında durulması zor tenisçilerden biri. Bugün de maçta aslında ne kadar tehlikeli olabileceğini gösterdi ancak kendi sonunu kendi hazırladı. Nasıl mı? 45 tane basit hata ve de set oyunlarının kopma noktalarında yaptığı çift hatalarla birlikte şampiyonluğu gümüş bir tepsi de sunarak. Tabi bu kadar hata yapmasaydı şampiyon olabilir miydi orası muallak ancak 3-0 mağlup olmazdı en azından. Oyunun bazı bölümlerinde ortaya attığı derin forehandlerle çok da zorladı Nadal'ı, ancak Nadal hileli gibiydi hatta god mode on yapmıştı sanki.


Nadal hakkında çok şey söylemeye gerek yok. Kısacası demin de dediğim gibi hileli - sanki bir tenis oyununda edit playerdan çoğu özelliği 99 yapılmış gibi ya da FM jargonuyla 20. Passing shotları, backhandlerindeki etkili ve yüzdeli vuruşları ve de return ace'leriyle bugün Söderling'in canını çok yaktı. Söderling'in boyu gereği gelen hantallığından dolayı uzanamadığı toplar da çok dikkat çekti, ama vücut bu en nihayetinde yapabilecek pek fazla şeyi yoktu.
Maçın genel değerlendirmesine geldiğimizde yine güzel bir final oldu. Uzun ralliler, akıl dolu vuruşlar, oyuncuların kendi oyunlarını oynaması (başta Nadal biraz kendi oyun tarzından çıkmıştı ama sonradan toparladı) ve de tabi ki ambiansıyla çok güzel bir final oldu. Maçı canlı izleyemeyenlerin banttan da olsa tamamını izlemelerini tavsiye ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder