Neredeyse 1 aya yakın oldu buraya yazmayalı. Altuğ'nun da dediği gibi yoğunluk ve seyahatlerden dolayı boşladık burayı. Bu arada yazıcak çok olay oldu ama devamlılığı en fazla olanı transferler. Diğer konuların üstüne aynı şeyler yazmanın anlamı yok artık. Dünya Kupasından sonra ölü sezonun en büyük heyecanı transferler. O geldi bu gitti şu geliyor derken yazın nasıl geçtiğini anlamadan takımlar sezonları açıyor.
Transferin şimdiye kadarki en hareketli takımı Beşiktaş. Senelerden beri ilk defa yıldız futbolcu transferi gerçekleştirildi. Burdaki amacın sadece saha içi oyun değil saha dışındaki havayadı da değiştirmek olduğu aşikar ki bu hedefe de ulaşıldı. Küçük liglerdeki başarılarıyla büyük liglere zıplayan bir adam Quaresma. İstikrarsızlık büyük problem onun için ama en büyük şansı 3 maçta 1 olumlu oynasa diğer iki maçı unutulucaktır Türkiye'de. TSL gibi sadece fiziğe dayalı futbol oynayan küçük takımların olduğu bir ligde yaratıcı oyuncu çok önemli ve bence Beşiktaş Sergen'den sonra ilk defa tam anlamıyla yaratıcı bir oyuncu kattı kadrosuna. Q7'nin gölgesinde kalsa da Hilbert bence çok iyi transfer. Schuster'in özellikle istediğini düşünüyorum. Tam bir görev adamı ve Beşiktaş'a belki Quaresmadan bile daha faydalı olabilecek bir isim. Son olarak Schuster. TD değerlendirmesinde yazmıştım daha önce. Magath'tan sonraki en iyi adaylardandı Beşiktaş için. Getafe gibi düşük bütçeli ve kalitesiz kadrolu bir takımla neler yaptığını biliyoruz. Bu da benim için bir teknik direktörde olması gereken en önemli özelliğin -elindeki malzemeyi en iyi şekilde kullanma- Schuster'de olduğunu gösteriyor. Beşiktaş taraftarı uzun zaman sonra sezon öncesi heyecanını sonuna kadar yaşıyor. Bende Beşiktaş'ın ilk maçını merak ediyorum açıkcası. Sonunda Demirören heyecan veren bir takım yaratmayı başardı.
Fenerbahçe bir süredir Daum skandalıyla uğraşıyordu. Sonunda kurtuldu ve Aykut geldi. Benim uzun zamandır istediğim bir hamleydi bu. Şu anda herşeyi kendi yapıyor Aykut. Transferler tamamen ona bırakılmış ve elinde istediği bir kadro olacak sezon sonuna kadar. Stoch transferi umut verici. Vizyonun değiştiğini gösteriyor. Hem saha içinde hem saha dışında. Yine TSL gibi fiziğe dayalı ve defans ağırlıklı oynayan takımların bulunduğu bir ligde kanat varyasyonları çok önemli. Aykut'ta sanırım bunu böyle görüyor olacakki iki kanat için de saf kanat oyuncuları transfer etme çabasında. Stoch potansiyeli ile bundan 2-3 sene önce buralara gelmeyecek bir adamdı ki Chelsea almıştı bonservisini. Patlamasını da geçen sene Twente'de yaptı. Çıplak gözle de dahil olmak üzere geçen sene yeteri kadar izledim Stoch'u. Yaşı genç, potansiyeli yüksek, aranılan adam bana göre. Geçen sene Gökhan Gönül'ü zor duruma düşürebilen nadir rakiplerdendi. Bunun dışında İlhan transferinin Bekir transferinden bir farkı yok benim gözümde. Bundan sonra bir sağ kanat ve bir forvet alınacağı yazılıyor. Kanat içinde ciddi şekilde Eden Hazard adı geçiyor. Böyle bir transfer olursa Türk futbolunda devrim olmuş demektir. Önümüzdeki 1-2 hafta Fenerbahçe'de de çok hareketli geçicektir.
Bunun dışında Bursaspor'un Insua transferi beni rahatlattı. Şu adam sonunda Türkiye'ye geldi ya artık ölsem de gam yemem. Ama seneye gazeteler Galatasaray'a kimi yazar orası muallak. İyi transfer Bursa için. Kayserinin Kevin Boyd transferi Aghahowa ve Makukula'dan sonra Anadolu standartlarında yıldız getirme geleneğini devam ettirdi. Bucaspor sessiz sedasız Jerko Leko ile sözleşme imzaladı. Anadolu takımlarına bugüne kadar gelmiş en iyi oyunculardan biri bence. Gençlerbirliği ise transferin diğer hızlı takımı. Aldıkları oyuncular hakkında fikrim yok ama merak edenler buraya bakabilirler. Bunların dışında da olan transferler var, biliyorum ama değerlendirmeye değer bulmamış olabilirim. Kendimce emin olduğum tek konu var o da bu sene Süper Lig hakikaten adının hakkını verebilir. Heyecanla bekliyorum izlemek için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder